MUTLULUĞUN YOLU








Mutluluğun Yolu Nedir?

Mutluluk basit tanımıyla iyi ve olumlu duygu halidir. Peki insan ne zaman iyi hisseder? Bunu anlamanın en iyi yolu insanın iyi hissettiği durumları araştırmaktır. Çünkü mutluluk bizim türettiğimiz yapay kavramlara dayanan bir olgu değil, aksine onun hayatımızdaki varlığını keşfettiğimiz bir olgudur. Birçok mutluluk durumunu incelediğimde, mutluluk durumlarının en genel ortak noktasının insanın doğallık durumunu yaşamasıyla ilişkili olduğunu tespit ettim. Buradan hareketle mutluluğun yolunun, varlıkların kendi doğasını gerçekleştirmesi olduğu sonucuna vardım.

Yapısına göre üç farklı mutluluk durumu ve bunu sağlayan üç farklı haz kaynağı vardır: fiziksel, zihinsel ve duygusal hazlar. Örnek olarak: fiziksel hazlar, yemek yemekten duyulan haz gibi; zihinsel hazlar, bir kitap okumaktan duyulan haz gibi; ruhsal hazlar ise, evcil hayvanını sevmekten duyulan haz gibidir. O halde bu haz durumlarının genel örneklerini araştıralım.

Beslenme, cinsellik, spor veya bakım yapmak gibi fiziksel haz veren işlemler, fiziksel yapımızın doğası olan biyolojimizin hayatta kalma ve üreme gibi fonksiyonlarıyla ilişkilidir. Yeni bir şey öğrenmek, bir konu hakkında doğru karara varmak veya gerekli bir bilgiyi hatırlamak gibi zihinsel anlamda iyi hissettiren işlemler, zihnimizin kendini geliştirmek ve sorun çözmek gibi doğal fonksiyonlarıyla ilişkilidir. Sevilen bir yerde bulunmak, özlenen bir şeye kavuşmak veya hoş hayaller kurmak gibi ruhsal haller, manevi doğamızın yaşamı deneyimlemek ve anlam bulmak gibi fonksiyonlarıyla ilişkilidir.

Mademki mutluluk doğal fonksiyonlarımızı yaşamamızla ilişkilidir, o halde mutluluğun yolu yaratılışın gerçekleştirilmesidir. Bu iddiama karşı şu üç eleştirinin sunulması muhtemeldir: (1) Bazen kendi doğamıza uygun davrandığımız halde mutlu olmayız. (2) Bazen de kendi doğamıza uygun davranmadığımız halde mutlu oluruz. (3) Ayrıca bu doğallık iddiası, insanın doğuştan gelen bir doğası olduğunu varsayıyor; peki bunu, yani insanın bir doğası olduğunu nereden biliyoruz?

Savunmamı yaparken kolayca anlaşılması için özellikle basit bir örnek olan ‘’yemek yeme’’ konusuna dair örnekleri kullanacağım. İlk eleştirinin (1) akla gelen ilk versiyonu, doğallık sürecindeki mutsuzluğa yöneliktir. Örneğin doğal olarak yemek yemesi için yemek yapması gereken biri, eğer yemek yapmayı sevmiyorsa, doğasına uygun olduğu bir süreçte mutlu değildir. Buradaki sorun yanlış noktaya vurgu yapılıyor olmasıdır. Doğal olarak mutlu edeceğini iddia ettiğim şey, gerçekten de kişiyi mutlu edecek olan yemek yeme olayıdır. Fakat doğal olana ulaşma sürecinin de, yani bu örnekte yemek yapma sürecinin de mutlu etmek zorunda olduğunu söylemedim (gerçi bizi mutlu edeceği için istediğimiz şeylere ulaşma süreci de genellikle mutluluk vericidir). Sonuç olarak birinin yemek yapmayı sevmemesinden dolayı, doğal bir iş olan yemek yemenin mutluluk getirmediği sonucuna varamayız.

İlk eleştirinin (1) ikinci versiyonu, bir doğallık sürecinin olumsuz sonuçlanabileceğine yöneliktir. Örneğin yemek yemeyi doğal olarak seven kişi, yemeğini yaparken domates bozuk olduğu için yaptığı yemekten zevk almaz ve sonuçta mutsuzdur. Bu kişinin doğal arzusuna bağlı olan bir süreç onu mutsuz etmiştir. Ama bu örnekte kişinin kendi doğal sürecinin dışındaki dışsal olan olumsuz nedenlerden dolayı süreç mutsuz bir sonuçla bitmiştir: domatesin bozuk çıkmasının, yemek yeme arzusuyla ilişkisi yoktur. Bu yüzden bu tarzda dışsal sebeplerden dolayı doğallığın mutsuzluk getirileceği savunulamaz.

İlk eleştirinin (1) son versiyonu, bir doğallık durumunun her zaman mutlu etmediğine yöneliktir. Örneğin doğal olarak yemek yemeyi seven biri, yemek yemenin hazzına kapılarak aşırıya kaçıp şişmanlayabilir. Doğal arzusu gereği yemek yemiştir ama sonuç onu mutsuz etmiştir. Bu örnekte bir doğallık durumunu tekilleştirme hatası vardır: Doğal özelliklerimiz bir bütün olarak işler, bu yüzden aynı bütünün sadece tekil olan bir doğal özelliği, hayatımız üzerinde kendi başına işleyen mutlak bir ölçüt olarak kullanılamaz; onlar bir bütünün parçaları olarak değerlendirilmelidir. Eğer yemek yiyen kişi yemek yeme doğallığını biyolojik doğasının bütünlüğü içerisinde yaşasaydı, vücudunun aşırı ölçülerde yemek yemeyi doğal bir özelliği olarak istemeyeceğini hissederdi. Bu yüzden bir doğal özelliği tekil bir ölçüt olarak hayatına uygulayan birinin yaşadığı mutsuzluk, birçok doğal özelliğin bütünü olarak işleyen insanın doğasının gerçekleştirilmesinin mutluluk getireceği gerçeğine ters düşen bir sonuç değildir.

İkinci eleştirinin (2) ilk versiyonu, bazı durumların doğallığımızla alakası olmadığı halde bizi mutlu ettiğine yöneliktir. Örneğin video oyunları oynamak mutluluk vermesine rağmen insan doğasında ‘’video oyunu oynamak’’ gibi bir özellik görünmüyor.  Ama insan doğasında böyle bir özelliği açıkça görmesek de, insan doğasını basit kalıplardan oluşan bir mekanizma olarak da kabul edemeyiz. Birçok basit özelliğimiz olmasına rağmen gerçekte karmaşık bir doğamız var ve kendini gerçekleştirmek için yaratıcı bir şekilde değişmeye elverişliyiz. Bu yüzden sadece dolaysız bir şekilde ilişkili olduğumuz (yemek yemek ya da hoş hayaller kurmak gibi) konulara ‘’doğal’’ diyemeyiz. Doğamız çoğu zaman farkında olmadığımız birçok şeye de yönelimlidir ve bu yüzden doğamızın fiziksel, zihinsel ve ruhsal doğamıza uzantılı olarak bağlı olduğu karmaşık özellikleri olduğunu da kabul etmeliyiz. Fakat bu şekilde daha uzantılı olarak bağlı olduğumuz şeyleri de doğal kabul ettiğimizde -dolaylı olarak birçok şeye bağlı olabileceğimiz için- buradan ayırt etmemiz gereken bir ‘’doğal olanla olmayan’’ karmaşası ortaya çıkar. Yani herhangi bir konunun insan doğasıyla bir ilişkisini kurabilir ve ‘’o halde bu da doğaldır’’ diyebiliriz. Bu sorunu çözmenin en iyi yolu; fiziksel, zihinsel ve ruhsal doğamızın dolaylı olarak kurduğu ilişkileri derinlemesine bir şekilde incelemek ve yorumlamaktır. Bu açıdan ele alınan örnekte, bir video oyununun zihinsel doğamızı olumlu olarak desteklediğini (örneğin video oyunlarının hayal gücünü destekleyici, stresle baş etmeye yarayan, karar verme sürecimizi güçlendiren özelliklerini) gösterirsek, bu şekilde video oyunu oynamanın da –ilişkisini kurmak kolay olmasa da- doğamızla ilişkili bir olgu olduğunu gösterebiliriz. Bu şekilde mutluluk verdiği halde doğamızla alakasızmış gibi görünen bazı durumların, gerçekte doğamızla uzantılı olarak ilişkisi olduğunu göstererek, doğallığın mutluluğu desteklediğini savunmaya devam edebiliriz.

İkinci eleştirinin (2) ikinci versiyonu, başka insanlarda göreceğimiz garipliklere yöneliktir. Bazı insanlar doğallığa aykırı oldukları halde mutlu görünürler: Aşırı gösterişli ve absürt giyinip, vücudunun her yerine dövme yapan biri, yapaylığına rağmen mutlu bir şekilde gülümseyebilir. Ama bu insanların dikkat çekip havalı görünmek için bunu yaptıklarını anlayabiliriz. Başka insanların iç dünyasını bilmemiz çok zor olsa da, özellikle magazine konu olan ünlülerin yaşamında görülen ‘’sahte mutluluk’’ örnekleri bu söylemimi destekler niteliktedir. Bu yüzden diğer insanlardaki doğallıktan uzak durumlara (yapaylığa) rağmen dışarıya yansıtılmaya çalışılan mutluluk tarzları, kendi hayatımıza uygulamak için güvenilir modeller değildirler.

Üçüncü eleştiri (3) Santre’ın insan doğasına yönelik dogmatik iddialara karşı çıkıyla ilgilidir. Eğer insan doğasına yönelik açıklamalar yapsaydım, bu açılamalarımı desteklemem gerekirdi. Ama bu eleştiriden büyük oranda sıyrılıyorum, çünkü henüz insan doğasına yönelik ‘’yemek yeme’’ gibi açıkça kabul edilebilir örnekler dışında bir açıklama getirmedim.

Hayatımızdaki varlığını içgörüyle keşfettiğimiz bir olgu olan mutluluğun, doğallıkla olan güçlü ilişkisinden yola çıkarak, mutluluğun yolunun yaratılışın gerçekleştirilmesi olduğunu iddia ettim. İddiama karşı en sunulması olası olan ve gerekli olduğunu düşündüğüm eleştirilere cevap vermeye çalıştım. Bu eleştirilerden ‘’doğal olduğu halde mutsuz olma durumu’’na yönelik olanları; ya yanlış vurgulama, ya dışsal nedenler ya da tekilleştirme hatası olduğunu gösterdim. Bu eleştirilerden ‘’yapay olduğu halde mutlu olma durumu’’na yönelik olanları ise; ya uzantılı bir ilişki durumu ya da sahte bir mutluluk durumu olduğunu gösterdim.

Yorumlar