METAFİZİK NEDİR? (Tikel ve Tümel)













Metafiziğin ne olduğuna dair bir giriş yapalım. Metafizik “fizik ötesi” demek, yani genel olarak duyularımız aracılığıyla algıladığımız fiziksel veya maddesel olan varlığın ötesinde olan, ondan ayrı bir doğaya sahip olarak bulunan varlık alanı. Peki böyle bir varlık alanının gerçekten var olduğunu nasıl veya nereden biliyoruz?


Öncelikle metafizik kavramı genelde iki farklı alan için de kullanılıyor. Birincisi felsefenin bir alanı olan metafizik (ki kelimenin asıl çıktığı alan felsefedir), diğeri spiritüalizm veya doğa üstü olarak tanımladığımız alanlar için kullanılan metafizik. Ben bu iki konuda da yazdığıma göre genel olarak iki anlamda kullanıyorum bu kelimeyi. Ama şimdi felsefenin bir alanı olan metafizikten bahsedeceğim. Çünkü bence öncelikle felsefi olan metafiziği öğrenmek daha önemli.


Metafiziğin ne olduğunu anlamak için varlıkları düşünerek başlayalım işe. Her varlığın özellikleri vardır ve biz onu bu özelliklere göre tanımlarız. Bu özellikler iki şekilde olabilir: ya o varlığın özünü oluşturan ve o özellik olmadığında artık o varlığın kendisi olamadığı özellikler veya o varlığın özünü oluşturmayan ve o özellik olmasa bile o varlığın hala kendisi olabildiği tarzda özellikler. Bunlardan ilkine “özsel” deniliyor, ikinsine “ilineksel”. Özsel olan bir özellik o varlığın yapı taşı gibidir, ilineksel olan bir özellik ise daha çok rastlantısal olarak o varlığa dahil olmuş bir özelliktir.


Örneğin kırmızı bir halı düşünelim. Bu halının kırmızı olması onun ilineğidir, çünkü kırmızılığı olmasa bile o hala kendisi olmaya devam edebilir. Ama bu halının bir düzleminin olması ona özsel olarak bağlıdır, düzlemi olmadan o asla bir halı olamaz. Ya da bir insanı insan olması bakımından düşünelim. Bu insanın uzun boylu olması onun ilineğidir, çünkü uzun boylu olmasa da insandır; ama bir bedeninin olması özseldir, sonuçta bedeni olmayan bir varlık insan olamaz.


Burada önemli olan nokta şurası: biz bir varlık üzerine düşündüğümüzde onun ilineklerine değil, özseliğine göre düşünürüz. Örneğin “insan” varlığını düşünürken onu insan yapan özsel özelliklerine odaklanırız, eğer ilineklerine odaklansaydık “insan” varlığını düşünmemiz mümkün değildi, çünkü her insanı “insan” yapan özsel özellikler aynıdır, ama ilinekler herkesde farklıdır, eğer ilinekleri de ele alsaydık herkes için ortak bir “insan” varlığını düşünmek mümkün olmazdı. Bu durum diğer bütün varlıklar için de geçerlidir.


Yani teker teker her varlık için ayrı bir şekilde algıladığımız özellikler ilinekseldir, ama belli varlık grubuna dahil olan hepsinde ortak olarak algıladığımız özellikler, o varlıkların hepsini ortak bir şekilde anlayabilmemize yarayan onların özsel özellikleridir. Söz gelimi açılır kapanır olmak, duvarların arasını kaplıyor olmak gibi özellikleri ve başka bir takım özellikleri gördüğümüz her varlığa “kapı” diyoruz. Yine bir kapı ahşaptan veya çelikten yapılmış olabilir, ama ona ahşaptan veya çelikten yapıldığı için “kapı” demiyoruz.


İşte bu şekilde teker teker algıladığımız, başka varlıklar ile aralarında herhangi bir ortaklık kurmadığımız varlıklara “tikeller”, aralarında ortak özellikler kurarak hepsini toplu bir şekilde ifade ettiğimiz varlıklara “tümeller” diyoruz.


Eğer ilineksel ve özselin, tikel ve tümelin ne olduğunu anladıysanız artık metafiziğin temel olarak ne olduğunu da anlayabilirsiniz. Şimdi bir örnek üzerinden tikel ve tümel varlıkların yapısını düşünelim. Elma varlığını ele alalım. Bir tarafta tikel olarak var olan elmalar vardır, bunların hepsi ayrı ayrı özelliklere sahiptir. Ama diğer tarafta bu elmaların hepsinin elma olması bakımından onları elma yapan özelliklerini taşıyan tümel bir elma varlığı vardır. Tikel olan elmalar fizikseldir, bunu anlıyoruz. Ama tümel olan elma fiziksel değildir, bulunduğu yer dış dünya değil bizim zihnimizdedir, soyuttur, fizik ötesidir.


Dahası eğer tümel olan elma olmasaydı bir “elma” tanımına da sahip olamazdık. Çünkü her tanım zaten bir tümelden oluşur. Eğer tanımlar olmasaydı, bu defa iletişim kuramazdık; çünkü iletişim kurmak ancak herkesin kullandığı sözcüklerin aynı anlamı işaret etmesi sonucunda mümkündür, aksi taktirde aynı kelimeleri kullanan insanlar farklı şeyleri kastetmiş olurdu ki kimse birbirini anlayamazdı.


İşte Metafizik, bu tümellerin bulunduğu, üretildiği, birbiriyle ilişkisinin kurulduğu kavramsal, zihinsel ve soyut alandır. Böyle fizik ötesi bir alanın var olduğundan eminiz, çünkü tanıma olan ihtiyacımızdan dolayı var olduğunu mantıksal olarak kabul etmek zorunda olduğumuz bir alandır.


Bu özelliğinden dolayı metafizik bütün bilimlerin temelidir, çünkü tanımı gereği herhangi bir şey üzerine düşünmek için zorunlu olarak metafizik bir temele ihtiyacımız vardır. Zaten tarihsel olarak da böyle olmuştur: İlk filozoflar önce metafizik konularda düşünmeye başlamışlardır ve aynı zamanda bu düşünce yöntemlerini doğayı anlamaya yönelik genişleterek bilimleri de onlar bu şekilde geliştirmiştir.


Bu yazımda kısaca metafiziğin temel tanımını yapmaya çalıştım, umarım bu konuda kafası karışanlar için açıklayıcı olmuştur.

Yorumlar