DEĞERDEN VARLIĞA (Temel İdealar)
Hepimiz varlıklara, durumlara veya olaylara karşı iyi-kötü ve güzel-çirkin algısına sahibiz. Çünkü varlıklarda bir “iyilik” ve “güzellik” tözü var ve hepimiz varlığa baktığımızda o varlıklarda bu tözü görmemizi sağlayan bir “iyilik” ve “güzellik” ideasına sahibiz. Bize bu iyi ve güzel tözünü veren daha üst ve asıl tözün “değer” olduğunu söylemiştik. Ayrıca eğer değerin varlığını bir eylemde görürsek ona “iyi” diyoruz, bir durumda görürsek “güzel” diyoruz demiştik. Yani değer algımıza bağlı olarak iyi ve güzel algısına sahip oluyoruz. O halde artık sormamız gereken yeni soru şu: Değer nedir? Neden değer algısına sahibiz? Değerin kaynağı nedir? Bütün varlıkları durum veya eylem olarak iyi veya kötü olarak ve bunun başka türevleri şeklinde birçok farklı şekilde değerlendirmemize sebep olan “değer” algımız nereden geliyor?
İyilik ve güzelliğin birer idea olduğunu söyledim. Çünkü ikisi de varlıkların yapısında bulunan şeyler değil de bizim içimizde (akılsal olarak) bulunan ve varlıklara bakarak onlara atfettiğimiz özelliklerdir. Yani iyilik ve güzelliğin ne olduğunu dış dünyadan öğrenmiyoruz, bunlar bizde a priorik tarzda bulunan kavramlardır. (Bunun da ispatının yapılması gerekiyor, ama sonraya bırakalım ve şimdi konumuza dönelim.) Eğer iyi ve güzel birer idea iseler, dayandıkları daha üst töz olan değer de bir idea olmalıdır. Peki değer ideası nereden gelir?
Bir şeye nasıl değer verdiğimiz üzerine düşünelim. Neye değer veririz? Örneğin güzel bir resme değer veririz, ailemize değer veririz. Peki bu ve bunun gibi örneklerde onlara değer vermemize neden olan şey nedir? Hangi özelliklerinden dolayı bir şeye değer atfederiz?
Şu an yapmaya çalıştığım şey ve genel olarak son yazdıklarımda hep yapmaya çalıştığım şey aklınızda bulunan ideaları keşfetmenizi sağlamaktır. Bu yüzden düşüncelerinizi kendi aklınız üzerine çevirmeye çalışıyorum, böylece soyut düşünebilir ve aradığımız kavramları diğerlerinin arasından çekip çıkarabiliriz.
Bir şeye değer atfetmemizin nedeni onda anlamlı bir bütün görebiliyor olmamızdır. Yani değerin dayanağı anlamdır. Güzel bir resme değer veririz çünkü öncelikle böyle bir duruma anlam veririz, ailemize değer veririz çünkü ailenin varlığına anlam veririz. Bütün örnekler için bu böyledir. Yani anlam verdiğimize değer veririz veya anlam verdiğimiz için değer veririz. Bu şekilde “anlam” düşüncede “değer”den önce gelir ve değerin nedenidir.
Şimdi aynı mantıkla düşünün, bir şeyi neden anlamlı buluruz? Doğru bulduğumuz için anlamlı buluruz. Peki bir şeyi neden doğru buluruz? Gerçek olduğunu düşündüğümüz için doğru buluruz. Peki bir şeyin neden gerçek olduğunu düşünürüz? Var olduğunu düşündüğümüz için gerçek olduğunu düşünürüz. Peki bir şeyin neden var olduğunu düşünürüz? Algıladığımız için var olduğunu düşünürüz.
O halde algılayamadığımız şeyin var olmadığını düşünür, var olmadığını düşündüğümüz şeyin de gerçek olmadığını düşünür, gerçek olmadığını düşündüğümüz şeyin de doğru olmadığını düşünür, doğru olmadığını düşündüğümüz şeyin de anlamlı olmadığını düşünür, anlamlı olmadığını düşündüğümüz şeyin de değerli olmadığını düşünür, değerli olmadığını düşündüğümüz şeyi de iyi veya güzel bulmayız.
Böylece şimdiye kadarki düşünce sürecimizde zihnimizdeki bütün temel ideaların üzerinden geçmiş olduk: iyi, güzel, değer, anlam, doğru, gerçek, varlık. Aynı zamanda bu ideaların arasındaki temel ilişkiyi de görmüş olduk. “İyi”nin ne olduğunu sorarak önce “güzel”in ne olduğunu, sonra “değer”in ne olduğunu sormuştuk. En son “varlık” ideasına kadar geldik.
Burada göstermeye çalıştığım şey, hangi temel felsefi kavramı sorarak başlarsanız başlayın sonucun eninde sonunda varlık konusuna geleceğidir, yani Ontoloji alanına. Eğer önce doğruluğun ne olduğunu veya gerçekliğin ne olduğunu sorsaydık da durum değişmezdi, yine akıl yürütme süreci bizi varlık konusuna getirecekti (çünkü demin açıkladığımız gibi doğruluk gerçek olandır, gerçek olan da zaten var olandır). Hatta felsefi olmayan bir kavramın bile ne olduğunu tanımlamaya (ama sözlük tanımını değil, özünün ne olduğunun tanımını yapmaya) çalışsaydık konu felsefenin yine bu temel kavramlarından birine gelecek ve sonuçta yine varlık konusuna gelecekti.
Eğer herhangi bir konunun herhangi bir noktasından akıl yürütmeye başlarsanız ve istikrarlı bir şekilde bunu yapmaya devam ederseniz konu her zaman varlık konusuna, varlığın ne olduğu konusuna gelir. O halde biz de bir sonraki sefer varlığın ne olduğu konusunu araştıralım.
Yorumlar
Yorum Gönder