İYİ-KÖTÜ GÜZEL-ÇİRKİN
İyi nedir? Bunun üzerine hiç düşündünüz mü? Çoğu insan bunu hiç düşünmemiştir. Yani hayatları boyunca sürekli olarak kullandıkları bu kavramın ne olduğunu hiç merak etmemiş ve bu kavramı sadece bilinçsiz olarak kullanmışlardır. İyi ve kötüden bahsediyorum size. Herhangi bir konuda, herhangi bir durumu, herhangi bir olayı değerlendirirken, kıyaslarken, yorumlarken kullanıyoruz bu kavramı. Her zaman onu kullanıyoruz, başka şeyleri açıklamak ve tanımlayabilmek için, ama kendisinin ne olduğunu biliyor muyuz?
İyi-kötü kavramı o kadar temeldir ki diğer birçok kavram bu kavrama bağlı olarak anlam kazanır. Aslında bu yüzden çoğu insan hayatları boyunca iyi ve kötü üzerine hiç düşünmeden ölürler, çünkü çok temel olduğu için anlamsal olarak da çok derinde durur. İyi ve kötüyü anlamak için zihnimizde o kadar derinlere dalmamız gerekir ki bunu yapmak birçok insanın günlük yaşamının telaşı içerisinde fazla zahmetli bir iştir. Bu nedenle çoğu insanın bu ve buna benzer felsefi konularla neden hiç ilgilenmediğini anlamak zor değildir.
Fakat eğer siz o çoğu insan gibi değilseniz, hani bir denizi sadece yüzeyinden seyretmekle tatmin olmayan ve derinlere dalıp denizi bütün boyutlarıyla görmeyi seven bir dalgıç gibi, zihninizin sadece yüzeyindeki konularla ilgilenmekle kalmayıp derinlerindeki bilgeliği arıyorsanız, siz de ahlak felsefecilerinin yaptığı gibi iyi ve kötünün gerçekte ne olduğunu bilmek isteyeceksiniz.
Öncelikle “iyi”yi ne için kullandığımıza bakalım. Örneğin ihtiyacı olana yardım etmek iyi bir davranıştır ve lezzetli bir yemek iyi yapılmıştır deriz. “İyi”yi nerede kullandığımıza dair örnekleri çoğaltın ve hepsinde olan ortak özelliğin ne olduğunu düşünün. Yani iyi bir iş, iyi bir durum, iyi bir insan, iyi bir his... gibi bütün tikel örneklerin hepsindeki ortak olan tümelin ne olduğunu soruyorum (tikel ve tümelin ne olduğunu önceki yazımda açıklamıştım). Farklı nesnelere, farklı durumlara, farklı olaylara iyi diyoruz; peki hepsinde “iyi”yi ne için kullanıyoruz? Yani “iyi” derken neyi işaret etmeye çalışıyoruz? İyi bir işe öyle olmasını istediğimiz için iyi diyoruz veya iyi bir insanı onun özelliklerini beğendiğimiz için iyi diyoruz değil mi? O halde biz istediğimiz ve beğendiğimiz şeylere “iyi” diyoruz.
Ama bu “istediğimiz ve beğendiğimiz şeylere ‘iyi’ diyoruz” tespiti “iyi” için bir tanım değildir. Çünkü şu an sadece “iyi”yi nerede kullandığımızı anladık. Yani “iyi”nin sözlük tanımını bulduk. Ama “iyi”nin kendisinin ne olduğunu, onun anlamının ne olduğunu bulmadık. Sadece “iyi”yi cümle içerisinde neyi ifade etmek için kullandığımızı bulduk. Başka bir deyişle; “iyi”nin formel olarak neyi ifade ettiğini bulduk, ama semantik olarak neyi ifade ettiğini değil.
Eğer iyinin ne anlama geldiğini bulmak istiyorsak, neyi istediğimiz veya beğendiğimizi bulmamız gerekir. Çünkü iyiyi beğendiğimiz şey için kullandığımızı söylemiştik. Peki neyi isteriz ve beğeniriz? İnsan neyi beğeniyorsa onu istemez mi? Evet, beğendiğimiz şeyi isteriz. O halde bu soruyu kısaca “neyi beğeniyoruz?” diye de sorabiliriz.
Beğendiğiniz şeyleri düşünün. Örneğin ben bugün kahvaltıdaki yumurtayı beğendim, mor rengin tonlarını beğeniyorum, son aldığım kitabı beğendim. Peki beğendiğim şeylerin hepsinde onları beğenmeme neden olan şey nedir? Bir yüzü, bir kıyafeti neden beğeniriz? Çünkü bize hoşluk duygusu veriyor değil mi? Peki bize bu beğenilen şeylerdeki hoşluk duygusunu veren özellik nedir? Hoşluk duygusunu ne ortaya çıkarır? Cevap gayet açık değil mi: güzellik... Çünkü güzel olandan hoşlanırız ve hoşlandığımızı da beğeniriz. Aradığımız kavram kesinlikle güzelliktir.
Peki biz neyi arıyorduk? İyinin ne olduğunu araştırıyorduk; iyi olanın istediğimiz ve daha doğrusu beğendiğimiz şey olduğunu, beğendiğimiz şeyin bize hoşluk duygusu veren şey olduğunu, bize hoşluk duygusunu veren özelliğin ise güzellik olduğunu bulduk. Sonuç olarak bir şeye “iyi” dememizin nedeni onda bir güzellik olması veya bizim onu “güzel” olarak algılamamızdır. O halde biz bir şeye iyi derken aslında güzeli kastediyorsak, iyi ve güzel olan aynı özü ifade eden farklı isimlerdir diyemez miyiz? Buradan da iyi ve güzel olarak ifade ettiğimiz şeyin aslında aynı töz olduğu sonucu çıkmaz mı?
Şimdi biz “iyi”yi araştırıyorduk ama konu “güzel”e geldi. Yani biz aslında güzelin ne olduğunu araştırıyormuşuz. Peki güzelin ne olduğunu biliyor muyuz? Bu gerçekten ayrı bir konu. Çünkü “iyi”nin ne olduğunu araştırırken etik alanındaydık, şimdi güzelin ne olduğunu sorduğumuzda konu artık estetik alanına kaymış olur. Ama bunu yapacaksak, yani estetik alanına geçeceksek önce şunu sormamız lazım: Madem “iyi” dediğimiz şey aslında “güzel” olandır, o halde neden güzel olana her zaman direkt olarak “güzel” demiyoruz da bazen “güzel” derken bazen “iyi” diyoruz? Yani güzelliği neden dolaysız olarak değil de dolaylı olarak ifade ediyoruz? Dahası iyi olan aslında güzel olansa, iyi kavramını kullandığımız şeyler için güzel kavramını da kullanabiliyor olmamız gerekmez mi? Ve bunu yaptığımız için anlam olarak cümlelerimizde bir bozukluğun da olmaması lazım. O halde deneyelim ve görelim. İyiyi kullandığımız yerde güzel kavramını kullanalım ve bir bozukluk olup olmayacağını görelim.
“İhtiyacı olana yardım etmek iyi bir davranıştır ve lezzetli bir yemek iyi yapılmıştır” örneklerini kullanalım: İhtiyacı olana yardım etmek güzel bir davranıştır ve lezzetli bir yemek güzel yapılmıştır. Anlam açısından bir sorun görülmüyor. Demek ki iyi ve güzel olan aynı şeydir ve biz bir şeye onun güzel olup olmamasına göre iyi veya kötü diyoruz.
Ama yine de aynı özü işaret ediyor olsalar da bu iki kavramın birbirinden bir farkı olmalı, aksi taktirde ikisinden birine (zaten güzel olanı işaret ettiği için “iyi” kavramına) ihtiyaç olmaması gerekirdi. Aradaki fark bu iki kavramın aynı özü ifade etseler de onu farklı açılardan vurguluyor olmalarıdır. Yani eğer iyi ve güzelin kullanımına dair örnekleri düşünürseniz, “güzel” daha çok bir durumun veya formun bir özelliğini ifade etmek için kullanılırken, “iyi” bir eylemin veya işin bir özelliği için kullanılır. “Bu güzel bir yüz” deriz, ama “bu iyi bir yüz” demeyiz, çünkü burada bir yüzün durumu veya formu söz konusu. Yine “bu iyi bir atlayış” deriz, ama “bu güzel bir atlayış” demeyiz, çünkü burada da bir atlayış eylemi veya işi söz konusu.
Buna karşın iyi yerine güzel kavramını kullanmanın veya tersini yapmanın anlamsal olarak bir sorun çıkarmadığını artık biliyoruz. Ama “iyi” kavramını bir eylemi ifade ederken, “güzel” kavramını ise bir durumu ifade ederken kullanıyoruz. Yani bu iki kavram aynı tözü iki farklı açıdan ifade eden eş değer kavramlardır.
Ayrıca iyinin ne olduğunun felsefesi Etik ise ve güzelin ne olduğunun felsefesi Estetik ise, bu durumda Etik ve Estetiğin aynı özü farklı açılardan ele alan iki alan olduğunu söyleyemez miyiz?
Etik ahlak felsefesidir. Ahlak felsefesinin konusu ise iyi ve kötünün ne olduğudur. Ahlak da bir davranış şekli değil midir? Biz de zaten iyinin bir eylemin özelliğini ifade ettiği sonucuna vardık. Yani gerçekten tutarlı bir sonuca vardık.
Yani bir töz var, biz bu tözü bir davranışta, bir eylemde veya bir işte görünce ona “iyi” diyoruz. Bu tözle uyuşmadığını görünce de iyinin zıttı olarak “kötü” diyoruz. Yine bu aynı tözü bir durumda, bir formda veya bir yapıda görünce ona “güzel” diyoruz. Bu tözle uyuşmadığını görünce de güzelin zıttı olarak “çirkin” diyoruz. O halde böylece biz hem Etik hem de Estetik alanının temelini kavramış olduk ve neyin iyi neyin güzel olduğunu açıklayabilecek mantıksal bir sistem oluşturduk.
Fakat araştırmamıza devam etmek için temel bir kavramı daha bulmamız gerekiyor. Bu hem “iyi”yi hem de “güzel”i ortak bir şekilde ifade eden kavramdır. Çünkü hem “iyi”nin hem de “güzel”in ondan geldiği, ona göre anlam kazandığı daha üst bir kavram olması lazım.
Bir şeyi beğendiğimiz için ona iyi ve güzel deriz demiştik. Peki bir şeyin beğenilirlik ölçüsünü belirleyen şey nedir? Bu “değer”dir. Demek ki bir şeyi hem iyi yapan hem de güzel yapan daha da temel olan töz değerdir. Değer felsefesine de Aksiyoloji denir ki Aksiyoloji alanı Etik ve Estetiği kapsayan alandır, bu da yine iyi, güzel ve değer hakkında vardığımız sonucun tutarlı olduğunu gösterir. Çünkü “değer”in “iyi ve güzel”i belirleyen şey olduğunu söyledik. Zaten bu yüzden Aksiyolojinin Etik ve Estetiği kapsayan alan olması gerekiyor.
Sabırla ve akıl yürüterek ilerliyoruz. Sonraki yazıda daha fazla soru soracağız ve daha fazla öğreneceğiz. Görüşmek üzere!
Yorumlar
Yorum Gönder