Kayıtlar

DÜŞÜNCE İMGELERİ

Resim
    Bu Mesaj Ruhsal Bir Kanallıktır Okuyana ilham versin, anlamak isteyeni aydınlatsın...     Nereye doğru ilerliyorsun? 5 yıl ya da 10 yıl sonra nereye varmış, neye dönüşmüş olacaksın? Hayatının gidişatına bilinçli düşüncelerin ve hayallerinle yön verirsin. Gece yatmadan önce arkana yaslandığında, gözlerini kapattığında bilinç dışında beliren hayallerin ne olduğu önemlidir, çünkü neye konsantre olduğunun göstergesidir. Eğer bunu kavrayabiliyorsan hayatının gidişatını kontrol etmek için ne yapman gerektiğini anlarsın. Günlük hayatını yönlendiren düşüncelerini kontrol etmek zorundasın. Çünkü ruhsal enerjin hayatını yönlendirmeye zihninden başlıyor. Zihnin ruhsal enerjini yönlendirdiğin, kontrol altına aldığın direksiyonundur. Senin iradeli kısmındır, üst beynindir. Gelecek hayatının ne olacağını belirlemek henüz 3. boyutun hakimiyetinde yaşayan canlılar olarak insanlara çoğu zaman imkansız gibi görünür. Çünkü 3. boyutun fiziksel gerçekliği insan hayatı ü...

DÜNYALI OLMAK

Resim
İnsanların tarih boyunca birbiriyle kurdukları iletişim şekillerine göre dünyada birçok farklı kültür oluştu. Bu kültürler küçük toplulukları büyük toplumlara dönüştürdü. Böylece her insanın bir karakteri olduğu gibi her toplumun da bir kültürü oldu. Bu açıdan bakınca “sosyalleşme” kelimesinin eş anlamlısının neden “toplumsallaşma” olduğu da anlaşılır. Çünkü toplumu bir arada tutan manevi güç kültürdür ve kültürü üreten şey de iletişim ve sosyalleşme sürecidir. Ama insanlar her zaman bunu başaramazlar. Hatta birbiriyle iletişim kuramadıkları zaman diğer tarafı “yabancı ve düşman” olarak algılamaya eğilimli hale gelebilirler. Kavga etmek işte bu iletişim kuramama sorununun bir sonucudur. Bir toplumda insanlar birbirlerini anlayamamaya başladığında birbiriyle çatışmaya neden olan zıt kutuplar güçlenmeye başlar. Toplum da kendi içinde bölünmeye başlar. Şu ana kadar bu gezegenin bu kadar ayrı parçalara ve ülkelere bölünmüş bir durumda olmasının nedeni, henüz gezegen çapında büyük ve ortak ...

İDEA NEDİR?

Resim
Varlık nedir? Varlık var olanlardır. Peki var olanlar nedir? Var olduğunu söylediğimiz şeylerdir. Peki var olduğunu söylediğimiz şeyler nelerdir? Örneğin dünya vardır, ben varım, insanlar ve ağaçlar vardır. Öncelikle var olanın ne olduğunu sormak ile neyin var olduğunu sormanın birbirinden farklı sorular olduklarını belirtmek gerekiyor. Neyin var olduğu sorusu var olanlara dair örnekler sıralanarak cevaplanabilir; insanların ve ağaçların var olduğu söylemek gibi. Ama varlığın ne olduğu sorusu bundan farklı bir şeyi sorar. Birinde var olanlara dair örnekler sorulurken, diğerinde (yani varlığın ne olduğu sorusunda) bu var olan şeylerin var olması bakımından ne olduğu sorulur. Yani “Onları var eden şey nedir?” diye soruyoruz. Onlara var olma özelliğini veren şey nedir? Çünkü bütün bu şeylerin (dünya, ağaçlar, insanlar vs.) hepsi vardır, ama onların hepsinin var olmasını sağlayan özellik olan “var olma”nın kendisi onlardan farklı bir varlığa sahiptir. Yani var olan şeylerle varlığın kendis...

DEĞERDEN VARLIĞA (Temel İdealar)

Resim
  Hepimiz varlıklara, durumlara veya olaylara karşı iyi-kötü ve güzel-çirkin algısına sahibiz. Çünkü varlıklarda bir “iyilik” ve “güzellik” tözü var ve hepimiz varlığa baktığımızda o varlıklarda bu tözü görmemizi sağlayan bir “iyilik” ve “güzellik” ideasına sahibiz. Bize bu iyi ve güzel tözünü veren daha üst ve asıl tözün “değer” olduğunu söylemiştik. Ayrıca eğer değerin varlığını bir eylemde görürsek ona “iyi” diyoruz, bir durumda görürsek “güzel” diyoruz demiştik. Yani değer algımıza bağlı olarak iyi ve güzel algısına sahip oluyoruz. O halde artık sormamız gereken yeni soru şu: Değer nedir? Neden değer algısına sahibiz? Değerin kaynağı nedir? Bütün varlıkları durum veya eylem olarak iyi veya kötü olarak ve bunun başka türevleri şeklinde birçok farklı şekilde değerlendirmemize sebep olan “değer” algımız nereden geliyor? İyilik ve güzelliğin birer idea olduğunu söyledim. Çünkü ikisi de varlıkların yapısında bulunan şeyler değil de bizim içimizde (akılsal olarak) bulunan ve varlıkla...

İYİ-KÖTÜ GÜZEL-ÇİRKİN

Resim
İyi nedir? Bunun üzerine hiç düşündünüz mü? Çoğu insan bunu hiç düşünmemiştir. Yani hayatları boyunca sürekli olarak kullandıkları bu kavramın ne olduğunu hiç merak etmemiş ve bu kavramı sadece bilinçsiz olarak kullanmışlardır. İyi ve kötüden bahsediyorum size. Herhangi bir konuda, herhangi bir durumu, herhangi bir olayı değerlendirirken, kıyaslarken, yorumlarken kullanıyoruz bu kavramı. Her zaman onu kullanıyoruz, başka şeyleri açıklamak ve tanımlayabilmek için, ama kendisinin ne olduğunu biliyor muyuz? İyi-kötü kavramı o kadar temeldir ki diğer birçok kavram bu kavrama bağlı olarak anlam kazanır. Aslında bu yüzden çoğu insan hayatları boyunca iyi ve kötü üzerine hiç düşünmeden ölürler, çünkü çok temel olduğu için anlamsal olarak da çok derinde durur. İyi ve kötüyü anlamak için zihnimizde o kadar derinlere dalmamız gerekir ki bunu yapmak birçok insanın günlük yaşamının telaşı içerisinde fazla zahmetli bir iştir. Bu nedenle çoğu insanın bu ve buna benzer felsefi konularla neden hiç ilg...

METAFİZİK NEDİR? (Tikel ve Tümel)

Resim
Metafiziğin ne olduğuna dair bir giriş yapalım. Metafizik “fizik ötesi” demek, yani genel olarak duyularımız aracılığıyla algıladığımız fiziksel veya maddesel olan varlığın ötesinde olan, ondan ayrı bir doğaya sahip olarak bulunan varlık alanı. Peki böyle bir varlık alanının gerçekten var olduğunu nasıl veya nereden biliyoruz? Öncelikle metafizik kavramı genelde iki farklı alan için de kullanılıyor. Birincisi felsefenin bir alanı olan metafizik (ki kelimenin asıl çıktığı alan felsefedir), diğeri spiritüalizm veya doğa üstü olarak tanımladığımız alanlar için kullanılan metafizik. Ben bu iki konuda da yazdığıma göre genel olarak iki anlamda kullanıyorum bu kelimeyi. Ama şimdi felsefenin bir alanı olan metafizikten bahsedeceğim. Çünkü bence öncelikle felsefi olan metafiziği öğrenmek daha önemli. Metafiziğin ne olduğunu anlamak için varlıkları düşünerek başlayalım işe. Her varlığın özellikleri vardır ve biz onu bu özelliklere göre tanımlarız. Bu özellikler iki şekilde olabilir: ya o varlığ...

İSTEMENİN GÜCÜ

Resim
Hayatınızda istediğiniz bir şeyi elde etmeniz, o şeyin rezonansına uygun düşünce frekansına girmenize bağlıdır. Buna günlük dilde o şeyi “istemek” denir. Çünkü isteme duygusu bilinçte bu etkiyi oluşturur, istediğiniz şey ile aranızda bir çekim enerjisi oluşturur. Çocukluğunuzdan beri size bir şeyi elde etmek veya başarılı olmak için çok çalışmanız gerektiğini öğütlediler. Eğer bakarsanız gerçekten de başarılı insanların çok çalıştığını görürsünüz. Fakat çok çalışmak bir yöntem değildir, güçlü bir odaklanma sürecinin sonucu olan verimlilik durumudur. Yani bir konuda başarılı olmanız ne kadar çalışıp çile çektiğinize değil, bu isteme ve odaklanma durumunu sağlamanıza bağlıdır. Bu düşünsel bir şeydir. Hayatınız düşüncelerinize bağlıdır, çünkü her şey gibi sizi oluşturan şey de düşüncelerinizdir. İstediğiniz şeye dair isteğinizi netleştirip güçlendirdiğinizde, daha fazla çalışmak için kendini hırpalamaya gerek duymadan, başarmanız için gerekli olan enerjiyi kendinizde bulacaksınız. Bu yüzd...

DÜNYA DEĞİŞİYOR

Resim
Bir virüs insanlığın çok güvendiği bütün o siyasi, ekonomi ve eğitim sistemlerini yıktı. Bir virüs, yaşamının doğadan bağımsız olduğunu zanneden bütün o yüksek makamlardaki insanların hayatlarını en derinden sarstı. Maddesel hırslarının büyüsüne kapılarak sürekli kendinden kaçıp duran bütün o kalabalıkları dört duvar arasına sıkıştırdı ve onları kendi içlerine dönmek zorunda bıraktı. Herhangi bir parasal amacın insan sağlığının önemiyle kıyaslanamayacağını gösterdi. Şimdi dünyanın yükseliş sürecine uymayan her sistem birer birer yıkılırken, insanlar hayatta kalmak istiyorlarsa değişmek zorunda olduklarını anlıyorlar. Eğitim anlayışınızı, sosyal anlayışınızı, parasal sistemlerinizi... her şeyi değiştirmek zorundasınız. Örneğin şimdi insanlar gelecekleri için moleküler biyolojiye ihtiyaçları olduğunu görüyorlar, yani bilime... Düşünsenize; öğrencilerin en az tercih ettiği, en değersiz konumdaki o temel bilim bölümlerinin, bütün o diğer popüler alanların hepsinden daha...

METAFİZİK FELSEFE VE DİN

Resim
Bilim ve sanat her zaman belli bir felsefeden beslenerek ortaya çıktığı gibi, yapılan her felsefe de belli bir metafizik alanından beslenerek ortaya çıkar. Metafizik felsefenin bir alanı olarak da ele alınabilir, fakat bu felsefenin metafiziği kapsadığı anlamına gelmez. Gerçekte metafizik felsefeyi kapsar ve bu iddiamın doğruluğunu anlamanın en açık yolu, felsefe ve metafizikten hangisinin diğerinden bağımsız bir şekilde kendi başına var olabildiğine bakmaktır: Felsefi bir düşünce oluştururken, kaçınılmaz olarak aynı zamanda metafiziksel bir düşünce içerisindeyim. Fakat felsefi bir düşünce sürecine hiç girmesem de sadece metafiziksel bir düşünceye sahip olabilirim. Örneğin, özgürleşmenin bireysel mi yoksa toplumsal bir süreç mi olduğu şeklindeki felsefi tartışmaya hiç girmesem de, “özgürlüğü” salt metafiziksel bir kavram olarak da algılayabilir ve üzerine felsefi olmayan serbest bir şekilde düşünebilirim. Ama metafiziksel “özgürlük” kavramına sahip olmasaydım, bunun üzerine f...

KORKU İLE KONTROL

Resim
Korku frekansına girmemek demek, dünyada korkunç şeylerin yaşandığı gerçeğini reddetmek demek değildir. Korkunç bir olay karşısında bile, onu daha üst bir bilinçle kabullenmek ve titreşim seviyesini düşüren frekanslardan korunmak demektir. Dış dünyanızda sizin kontrolünüzde olmayan olaylar yaşanırken nasıl hissedeceğinizi kontrol edemeyebilir ve olumsuz hislere kapılabilirsiniz, fakat o hislere nasıl tepki vereceğinizi kontrol edebilirsiniz. Bu, duygusal zekanızın bir sonucu olan öz kontrol gücünüzdür. Korku duygusu kök çakranızdaki enerji akışını bloke eden bir frekansa sahiptir ve eğer bu duygu halinde kalırsanız yaşam enerjiniz hızla tükenir. Aslında korku duygusal bir uyarı sistemidir: yaşamınızı tehdit eden durumlarda önlem almak için harekete geçmenizi sağlar. Fakat sürekli korku enerjisinde kaldığınızda auranız hasara uğruyor ve siz dışardan kolayca kontrol edilebilir ilkel bir bilinç durumuna giriyorsunuz. Bu, dünyayı yönetmek isteyen negatif güçlerin tam da...

DÜNYAYI DEĞİŞTİRMENİN YOLU

Resim
   Bir medeniyetin seviyesini belirleyen şey teknolojik olarak hangi düzeyde olduğu değil, ruhsal olarak hangi düzeyde olduğudur. Henüz diğerleriyle savaşma güdüsünü aşamamış bir ülke, elde ettiği daha fazla teknolojiyi yine daha fazla yok etmek için kullanacaktır. Sonunda kendini de yok edene kadar... Eğer dünyadaki ülkeler birbiriyle çekişmeyi bırakarak imkanlarını birleştirseydi, hiçbir teknolojik gelişme yaşamadan sadece bu “müttefik olma” fikriyle bile insanlık büyük bir çağ atlardı. Benzer şekilde, insanlığın başka gezegenlerde hayat kurabilmeyi başarabilmesi için ihtiyaç duyduğu asıl şey, daha ileri bir teknolojiye sahip olması değil, toplumsal olarak daha ileri bir medeniyet kurma niyetine sahip olmasıdır. Ve şöminesinin yanında roman yazan bir yazarın bu niyeti insanlığa kazandırma ihtimali, laboratuvarında deney yapan bir bilim insanına göre daha fazladır. Şimdi eğer bu açıdan bakmayı denerseniz, “benim dünyaya ne katkım var ki” diye topluma sitem e...

İNSAN KILIKLI RUHLAR

Resim
Fiziksel boyuta konsantre olarak insan kılığına bürünmüş ruhlarsınız. Şu anda dünya hayatınızda, evinizde sandalyenize oturup insan kılığındaki bir ruh olduğunuzu bilerek, bu var olma şeklinin muhteşemliği içerisinde, bunu düşünmek yerine bunu hissederek, bu dinginlik ve zihinsizlik (no-mind) durumda bilincinizin daha üst boyutlara olan bağlantısı açılıyor ve sadece sandalyenizde oturarak varlığınızı genişletiyorsunuz ki insanlar için “sandalyede oturmak” olarak algılanan bu basit faaliyet, eğer bilinçliyse, aslında ruhsal olarak çok büyük bir başarıdır. Dışındaki evreni fethedecek gücü, kendi içindeki evreni keşfederken bulacaksın. Çünkü dışındakinin içindekinin bir yansıması olduğunu göreceksin. Peki sen kimsin? Sana bu dünyada konulan ismini veya nerede yaşadığını sormuyorum. Şu anda düşüncelerini üreten varlığın kim olduğunu soruyorum. Sen kimsin? Bu soruyu dinleyen varlık kim? İçine doğru bak. Ne görüyorsun? Her zaman orada duran, konuşan, seni yöneten ve “ben” dediğin o...